Yazar Başvuru
  • Hakkımızda
  • İletişim
Perşembe, Eylül 23, 2021
Beynelmilel Post
  • Anasayfa
  • Politika
  • Teknoloji
  • Tarih
  • Uluslararası İlişkiler
    • Uluslararası İlişkiler Sözlüğü
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Beynelmilel Post
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Anasayfa Politika

Muhafazakârlık Ve Devlet: 1- Muhafâzakarlığın Temel Kaynakları

Huzeyfe İşler Huzeyfe İşler
24 Ağustos 2021
İçinde Politika
0
Muhafazakârlık Ve Devlet: 1- Muhafâzakarlığın Temel Kaynakları

I. GİRİŞ

Muhafazakârlık tanımlanması oldukça güç bir kavramdır. Bunun sebebi, muhafazakârlığın yalnızca mevcut düzeni koruma veya tutum ve davranışlarda eskiyi arama üzerine kurulu olmamasındandır. Muhafazakârlık salt anlamda statükoyu koruma olsaydı, ideoloji olarak değil yalnızca tepkisel bir tutum olarak kalırdı veya her devrim düşüncesi, devrim gerçekleştikten sonra muhafazakâr olarak adlandırılmış olurdu(Heywood:2019,94). Diğer bir sebebi ise muhafazakârlık temel kaynak olarak geleneği referans aldığı için farklı geleneklerin olması nedeniyle farklı muhafazakârlık anlayışları bulunmaktadır. Başka bir neden ise liberalizmle olan ilişkisi, onu zaman geçtikçe devrin koşullarına göre değişmesine neden olmuştur. Bu yüzden muhafazakârlık tutumsal olabildiği gibi ortaya çıkış şartlarını göz önüne alındığında siyasi bir hareket olduğunu söylenebilir. İster tutumsal olsun ister siyasi olsun muhafazakârlık için genel anlamda bir tanım yapılabilir:

“Muhafazakâr olmak; aşina olanın bilinmeyene, denenmişin denenmemişe, gerçeği gizeme, fiili olanın olası olana, sınırlıyı sınırlamamışa, yakını uzağa, kâfiyi çok bol olana, elverişliyi mükemmele ve şu anki gülüşü hayali neşeye tercih etmektir.”(Oakeshott:2004, 56)

Oakeshott’ın tanımlamasından da anlaşılabileceği gibi muhafazakârlık; var olanı, mevut durumu değiştirmemek, eldekine sıkıca sarılmaktır. Bu tanım, siyasi açıdan da böyledir, çalışmanın ilerleyen sayfalarında bu tanım daha net anlaşılacaktır. Çalışmanın özü itibariyle tutum olarak muhafazakârlık ayrıca ele alınmayacak olup muhafazakâr ideolojinin ana temaları olan; gelenek, organik toplum, sınırlı insan ve içinde aile- mülkiyet yapılarını temel alan otorite kavramları üzerinden tutum olarak muhafazakârlık anlaşılabilecektir.

Muhafazakâr ideolojinin ortaya çıkışını etkileyen üç olgu bulunmaktadır. Bunlar; Fransız Devrimi, Sanayi Devrimi ve Aydınlanma Düşüncesi. Bu üç olgunun da ortak bir özelliği bulunmaktadır: kendisinden önce var olan mevcut düzeni yıkmaya yönelik hareket olmalarıdır(Ergil:2015,269). Muhafazakârlık, bu üç olgunun meydana getirdiği olumsuz sonuçlara karşı tepkisel bir hareket olarak ortaya çıkmıştır ve bu akımların, düzen içinde olan toplumun yapısını kökünden kazımaya yönelik olduğunu belirterek kendi düşüncesini karşıt düşünce üzerine kurmuştur. Bu açıdan bakıldığında muhafazakârlık, reaksiyonel ve karşı devrimci bir niteliktedir.

Fransız Devrimiyle birlikte kilise ve devlet gibi topluma yön veren kurumların egemenliği yıkılıp yerine, Aydınlanma düşüncesinin rasyonel insan modelinin, insanın evrende her şeyin ölçüsü olduğu, meşruiyetin Tanrı’dan değil insandan geldiğini iddia eden beşeri yapılar geçmiştir. Sanayi Devrimiyle, geleneksel toplumsal düzen bozulmuş ve aile, din kurumlar önemini yitirmiştir. Bu sebeplerden ötürü muhafazakâr düşünce değişen dünyada mevcut düzeni koruma güdüsüyle ortaya çıkmıştır. Düzene karşı yapılan bu hücumlara karşı muhafazakârlar, gelenek, tarih ve tecrübe argümanlarıyla karşılık vermişlerdir.

Muhafazakârların düşüncelerini tarih, gelenek ve tecrübe argümanları temelinde açıklarken, David Hume’un bilgi felsefesinden yararlandıklarını söylemek mümkündür(Duman:2011,46). Hume’un bilgi felsefesine göre her türlü deney dışı bilgiye şüpheyle yaklaşılmalıdır(Arslan:2018,  52) ve bunun sonucu olarak salt aklın yanıltıcı olabileceğine vurgu yapmaktadır. Bu açıdan bakıldığında Hume’un ampirizmi muhafazakârlar tarafından tecrübe ve gelenek değerleri üzerinden, toplum ve siyasete ilişkin konularda benimsenmiştir(Çaha:20016, 16). Çünkü gelenek, asırlardır birikmiş akıl, test edilmiş uygulamalardır. Dolayısıyla insan, kendi aklıyla yanlışlar yapabilmektedir ama gelenek, geçmişi ve geleceği birbirine bağlayan, denenmiş ve test edilmiş ortak aklın bir ürünüdür. Bu yüzden geleneğin yanlış yapabilme olanağının olmadığı muhafazakârlarca kabul edilmiştir.     

Muhafazakârlara göre salt akıl bireyi ve toplumu yanlış yönlere sürükleyebilir. Muhafazakârlarca bunun en önemli örneği, modern devlet olarak gösterilir. Modern devletin temelini, Fransız Devrimi ve rasyonel düşünce oluşturmaktadır. Modern devlet rasyonel düşünce üzerine kurulduğu için devlet, toplumun her yerinde egemen olmaya çalışmakta ve daha fazla baskıcı hale gelmektedir. Bu sebepten dolayı muhafazakâr düşünceye göre modern devlet, toplumda var olan kurumları tehdit etmekte ve devletin daha baskıcı hale geldiğini belirtilerek devletin sınırlandırılması üzerine ortaya çıkmıştır. Bu aslında muhafazakârlığın liberal düşüncede olduğu kanısına yol açabilir fakat liberallerle aralarında temel farklılıklar bulunmaktadır ve tarihsel süreç içerinde tek bir muhafazakârlık çeşidinden bahsetmek mümkün değildir. Çalışmanın ileriki sayfalarında bu konu detaylı işlenecektir

II. MUHAFAZÂKARLIĞIN TEMEL KAYNAKLARI

1.GELENEK

Gelenek; zaman içinde kalıcı hale gelmiş, kuşaktan kuşağa aktarılan değerler, pratikler ve toplumsal kurumlardır. Gelenek kavramı muhafazakârlar için en önemli kavramlardan hatta en temel kaynaktır. Çünkü gelenek, asırlardır birikmiş bilgi ve bilgelik kaynağıdır ve toplumsal tecrübelerin bir neticesidir(Erdoğan:2006, 5). Bu yüzden toplumda bir kurumun varlığı veya topluma mal olmuş bir adet, geçmiş kuşakların bunu benimsemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Bundan dolayıdır ki muhafazakârlar gelenek için ölmüşlerin demokrasisi adını vermektedirler(Heywood:2019, 96). Bu anlayış aslından muhafazakârları neredeyse Darwinci bir doğal seçilim anlayışına götürmektedir: Güçlü olan geleneğin toplum içinde varlığını devam ettirmesi, zayıf olan geleneğin yok olması gibi.

Muhafazakârlar toplumdaki kurumların varlığını bu doğal seçilim anlayışıyla açıklamaktadır. Ancak toplumda mevcut olan bir kurumun belirli bir kesim tarafından kendi menfaati için kurumun varlığını sürdürtmüş olabilir, buna örnek olarak; İngiltere’deki monarşi anlayışı ve Lordlar Kamarası gösterilebilir(Heywood:2018, 429).

Görüldüğü gibi gelenek, kuşaklar boyu süren evrimsel bir süreç olarak tanımlanmaktadır ve dolayısıyla toplumu bir arada tutan, geçmiş ile geleceğe birbirine bağlayan bir araç konumundadır(Ergil:2015, 27).  Gelenek, toplum ve birey için kimlik duygusu kazandırma, aidiyet sağlama, güven kaynağı olma ve bireyin Durkheim’ın terminolojisindeki “anomi” durumuna düşmesini engeller. Bu yüzden gelenek muhafazakârlar için vazgeçilmez bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır.

Gelenek, toplumun temelini oluşturduğu için mevcut durumun değiştirilmesi muhafazakârlar açısından önemli bir tehdittir. Bu yüzden her türlü kökten değişime karşı direnç geliştirilmiştir. Bu bakımdan bireyin ve toplumun geleneklerine bağlı kalması devrim düşüncesine ve devrimin getirdiği yıkıcı etkiden onu koruyacaktır. Kısacası gelenek anarşist duyguları törpüler, radikal değişimleri sınırlamaktadır(Ergil:2015,280).

Muhafazakârların geleneğe bağlı olup radikal değişimleri dışlaması, onun değişime karşı katı bir şekilde, zıt bir duruş sergilediği tutumuna yol açtığı düşünülmemelidir. Devrim, reforma tercih edilir yani mevcut durumu korumak adına zaruret nedeniyle değişim yapılabilir. Değişim yalnızca işlerin daha da kötüye gitmemesi için tedrici olarak yapılır(Harries:2006, 97).  Bu açıdan bakıldığında muhafazakârlık, statükoyu korumaktan başka bir şey değildir.

Geleneğin; tarih, tecrübe ve denenmiş pratiklerden meydana geldiğini belirtmiştik. Geleneğin bu özelliği, muhafazakârlar açısından geçmişi yüceltme veya geçmişi diriltme durumunu meydana getirmektedir. Geçmişte belirli bir dönemde “Altın Çağ” imajı oluşturularak, bu zamandan sonra her şeyin bozulmaya başladığı ve şu anki durumdaki hoşnutsuzluk halinin, geleceğe yönelik güvensizlik hissinin birleşimiyle mevcut sorunun çözümü geçmişte aranmak istenmiştir(Heywood:2018, 430). Çünkü geçmiş; bilinen, anlaşılan ve hali hazırda şekillenmiş bir biçimde olduğu için yol gösterici sağlam bir kaynaktır. Dolayısıyla muhafazakârlıkta çözümler, geçmişte yani tarihte saklıdır. Bu bakımdan muhafazakâr ideolojide ilerleme fikri, gelenekten kopuk bir şekilde gerçekleşemez. Bu görüş liberallerin sürekli olarak ileriye yönelik ilerleme düşüncesiyle farklılık göstermektedir.

Altın çağ düşüncesi aslında problemli olabilmektedir. Çünkü birey, şu anki problemlerden kaçarak, tarihte sığınak aramak istemektedir. Ayrıca günün problemlerini geçmişte aramak, her devrin farklı yapının olduğunu göz ardı etmek demektir(Heywood:2018, 432). Dolayısıyla geçmiş yüceltme fikri ilerlemeci olmaktan çok, toplumun duygularına hitap eden bir nitelikte olduğunu söylemek mümkündür.

2.SINIRLI İNSAN

İdeolojileri birbirinden ayıran en önemli noktalardan biri insanın doğasının iyimser mi veya kötümser mi olduğu noktasındadır. İnsanın doğası ile ideolojiler kendi düşüncelerini meşrulaştırmaya çalışırlar. Bu noktada muhafazakârlık tıpkı Hobbes’un doğa durumunda açıkladığı gibi insanın doğasının kötümser ve ahlaken kusurluğu olduğunu öne sürmektedir. İnsanın doğasının kötü olması Eski Ahit’teki ilk günah olayına dayandırılmaktadır ancak bazı muhafazakârlar kötümser insan doğasını, tarihsel ve evrimsel süreçlerle de açıklamaktadır(Duman:2017a, 140)   

Muhafazakârlara göre insan kapasite sınırlıdır; dünya anlaşılamayacak kadar karışıktır dolayısıyla insan tek başına dünyayı kavrayamaz. Bu yüzden beşeri alanla ilgili olan bilgi de sınırlıdır(Özipek:2006, 5). Aslında bu düşünce, aydınlanma düşüncesinin rasyonel insan modeline tepkidir. Çünkü aydınlanmacı düşünceye göre insan aklı kurucudur fakat muhafazakârlık insanın kusurlu ve sınırlı olduğunu belirterek aklı sınırlamaktadır. Dolayısıyla muhafazakârlara göre insan bilgiye, hakikate aklıyla değil geleneğin, pratik bilgilerin ışında ulaşabilir.    

Muhafazakârlara göre insan, evrenin bir parçasından ibarettir. Dolayısıyla insan kusurlu olmanın da getirdiği netice ile doğal olan, değişmez yasaya tabi olmalıdır. Çünkü insanın sınırlı aklı olduğu için koyduğu yasalar da sınırlı olacaktır. Bu yüzden doğal ve ahlaki olan düzene uyulmalıdır. Bu anlayış “theocentric hümanizm” olarak adlandırılan ahlak öğretisine işaret etmektedir. Bu düşünceye göre; insan maddi varlıktan içeri bir varlık olarak değil manevi bir varlık olarak meydana gelmiştir(Ergil:2015, 276). 

Soyut akıl ve rasyonel düşüncenin getirdiği özgürlük, adalet gibi soyut kavramlar muhafazakârlar tarafından hoş karşılanmamaktadır. Çünkü soyut akıl; insanında sınırlı olmasıyla birlikte toplumsal meselelerin çözümünde güvenilir bir kaynak değildir(Erdoğan:2006, 7). Fransız Devrimin özgürlük taleplerini üzerine çıkması ve toplumdaki bütün kurumları yıkması sıklıkla örnek olarak gösterilmektedir.

Muhafazakârların akla karşı bu tutumları, akıl karşıtlığı olarak algılanmamalıdır. Toplumsal ve ahlaksal meselelere ilişkin konular ile bilimsel meselelere ilişkin konular arasında ayrım yapılarak(Ergil:2015, 276), toplumsal meselelerde insanın sınırlı olduğu vurgusu yapılmak istenmiştir. Kısacası, insanın kötümser doğası ve onun yönettiği devlet akıl ile değil, gelenek ile sınırlandırılmalıdır. Bu konu diğer bölümde daha iyi anlaşılacaktır.

3.ORGANİK TOPLUM

Muhafazakârlara göre toplum, yaşayan bir canlıdan farksızdır. Nasıl ki vücuttaki her bir organın farklı işlevleri varsa toplumsal kurumların da farklı işlevleri bulunmaktadır. Bu bakımdan toplum, kurumların birbirine bağlı bulunduğu, parçalanmaz bir niteliktedir(Erdoğan:2006, 7). Bu toplumsal kurumları birbirine bağlayan ise gelenektir. Dolayısıyla toplum, geçmişten gelip geleceğe uzanan organik bir bütündür(Çaha:2006, 19).

Liberallerin aksine birey, ayrı bir varlık olarak değerlendirilmemektedir. Bireyin varoluşu ancak toplum içinde olabilmektedir. Bu bireyini iradesinin yok sayılması değildir; birey ancak toplumsal kurumların bir parçası olduğu taktirde anlaşılmaktadır(Duman:2017a, 143-144). İnsan doğası gereği, soyut akılla açıklanacak bir varlık olarak değil, Aristotelesçi “zoon politikon” anlayışıyla toplumsal bir varlık olarak görülmüştür(Duman:2011, 48). Bu bakımdan toplum, toplum sözleşmecileri gibi akılla ve iradeyle oluşan bir varlık değil zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır.

Toplumun organik olarak görülmesiyle bir özgürlük problemi ortaya çıkmaktadır. Muhafazakârlara göre toplumu bir arada tutan unsurun; bireylerin, toplumsal kurumların ödev ve yükümlülüklerinin bulunmasıdır. Bu anlayışa göre, özgürlük; bir kimsenin veya kurumun toplumsal görevini veya yükümlülüklerini yerine getirmesidir(Heywood:2019,99). Yani ebeveynin, çocuklarına bakması ve onları koruması, çocukların ise ebeveynlerine itaat etmesidir. Bu düşünce, toplumun organik olması neticesinde, eşitsizliğin doğal olarak görülmesi ve özgürlüğün bir nevi otorite ve hiyerarşi kalıbına sokulmasının bir sonucu olarak özgürlüğü engelleyebilecek durumları doğurabilmektedir.

4.OTORİTE

Organik toplum anlayışının sonucu olarak toplumsal eşitsizlik de muhafazakârlar tarafından doğal olarak görülmüştür. Tıpkı liberal anlayış içerisinde olduğu gibi güç, mülkiyet gibi kavramlar toplumda eşitsiz dağılmıştır(Heywood:2019,102). Böylece toplumsal eşitsizliğin bir sonucu olan yöneten- yönetilen ayrımı olarak otorite kavramı da doğallık kazanmaktadır.

Otoritenin ortaya çıkışı diğer yandan insanını kusurlu oluşundan da kaynaklıdır. İster dini olsun ister evrimsel süreçlerle açıklansın, muhafazakârlar için otoritenin varlığı, kusurlu olan insanı sınırlamaktadır. Otorite, bir babanın aile içindeki konumu nasıl ise yöneticinin de yönetenler üzerindeki konumu da aynı şekildedir. Bu noktada otoritenin açıklanmasında aile önemli bir örnek oluşturmaktadır. Çünkü aile, yalnızca mülkiyetin, yani maddi mirasın devamını sağlayarak değil toplumsal geleneklerin devam ettirilmesinde manevi bir rol üstlenerek toplumdaki hiyerarşinin sürdürülmesinde önemli bir rol oynamaktadır.

Görüldüğü gibi otorite aile ve mülkiyet üzerinden açıklanmaya çalışılmış, gerekli ve yararlı olarak belirtilmiştir. Otorite, hiyerarşik bir yapıyı belirttiği için yukarıdan empoze edilebilir(Heywood:2019,103). Belirtilmelidir ki muhafazakârlıkta otorite tek değildir.  Toplumdaki her kurum bir otoriteyi temsil etmektedir. Ancak konun içeriği için otorite kavramına yalnızca doğal bir zorunluluk olarak yaklaşıldı.  Bir sonraki yazımızda otorite ve devlet daha ayrıntılı işleneceği için otorite kavramına giriş mahiyetinde bu bölüm kısa tutulmuştur.

Yararlanılan Kaynaklar

  1. Çaha, Ö. (2006), “Muhafazakâr Düşüncede Toplum”, Liberal Düşünce Dergisi , (34) , 15-24.
  2. Duman, F. (2011), “Muhafazakâr Düşüncede Devlet Kavramı Üzerine Eleştirel Bir Değerlendirme”, Muhafazakâr Düşünce Dergisi, 7 (28) , 33-63.
  3. Duman, F. (2017a), “Muhafazakâr Düşüncede ‘Otorite’ Anlayışı”, Milel ve Nihal, 14 (1), 135-159.
  4. Duman, F. (2017b). “Muhafazakâr İdeolojide Farklı Düşünce Gelenekleri Bağlamında ‘Muhafazakârlığın Doğası”, Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl 10, Sayı 1, Haziran 2017, s. 15-34
  5. Erdoğan, M. (2006), “Muhafazakârlık: Ana Temalar”, Liberal Düşünce Dergisi , (34) , 5-9.
  6. Ergil, D. (2015), “Muhafazakâr Düşüncenin Temelleri”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 41 (1)
  7. Harries, O. (2006). “Muhafazakârlığın Anlamı”, Liberal Düşünce Dergisi , (34) , 91-101.
  8. Heywood, A. (2018), Siyaset Teorisine Giriş, çev. Hızır Murat Köse, 9.b, İstanbul: Küre Yayınları.
  9. Heywood, A. (2019), Siyasi İdeolojiler, çev. Levent Köker, 12.b, İstanbul: BB101 Yayınları.
  10. Nişancı, E, Köni, H. (2014), “Muhafazakâr Düşüncede Yönetim Anlayışı: 18. Yy’den 20. Yy.’nin Başlarına”, Muhafazakâr Düşünce Dergisi, 10 (40) , 61-78.  
  11. Oakeshott, M. (2004). “Muhafazakâr Olmak Üzerine” (İ. Seyrek, Çev.), Muhafazakâr Düşünce Dergisi, 1 (1) , 55-78.
  12. Özipek, B. (2006), “Muhafazakâr Siyasetin Temelleri”, Liberal Düşünce Dergisi , (34) 5-9.
Download Nulled WordPress Themes
Free Download WordPress Themes
Premium WordPress Themes Download
Premium WordPress Themes Download
download udemy paid course for free
download redmi firmware
Download WordPress Themes Free
online free course
Etiketler: aileconservatismDevletgelenekhiyerarşimuhafazakarlıkmülkiyetorganik toplumotoritesınırlı insantecrübe
TweetlePaylaşGönderPaylaşGönder
Reklam
Huzeyfe İşler

Huzeyfe İşler

Kocaeli Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde öğrenim görmekteyim. Siyasal ve Sosyal Bilimler alanlarında araştırmalar yapmaktayım. Beynelmilel Post Yazı İşleri

İlgili Postlar

Vekalet Savaşı
Uluslararası İlişkiler Sözlüğü

Vekalet Savaşı

Ahmetcan Uzlaşık
23 Eylül 2021
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü (AGİT)
Uluslararası İlişkiler Sözlüğü

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü (AGİT)

Ahmetcan Uzlaşık
2 Eylül 2021
FEODAL SİSTEMİN DOĞUŞU VE ÖZELLİKLERİ
Politika

FEODAL SİSTEMİN DOĞUŞU VE ÖZELLİKLERİ

Huzeyfe İşler
12 Ağustos 2021
Oppenheimer’ın Fetih Kuramı
Politika

Oppenheimer’ın Fetih Kuramı

Huzeyfe İşler
15 Temmuz 2021
Sonraki Post
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü (AGİT)

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü (AGİT)

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gizlilik Politikası'nı okudum ve kabul ettim.

Reklam

Haftalık En Çok Okunanlar

  • Vestfalya Antlaşması Nedir?

    Vestfalya Barışı (1648) Nedir?

    0 Paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweetle 0
  • Marshall Planı Nedir? | Amacı | Türkiye’ye Etkileri

    0 Paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweetle 0
  • Sanayi Devrimi ve Sonuçları | Özellikleri

    0 Paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweetle 0
  • FIR Hattı Nedir? Türkiye – Yunanistan FIR Hattı Sorunu

    0 Paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweetle 0
  • Ortadoğu Neresidir? Türkiye Ortadoğu Ülkesi midir?

    0 Paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweetle 0
  • Norveç: Siyasi Yapısı, Merkez-Taşra Teşkilatı, Nordik Modeli

    0 Paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweetle 0

Kategoriler

Temel Kavramlar

Politika

Uluslararası İlişkiler

Hukuk

Bilim

Teknoloji

Tarih

Hakkımızda

Hakkımızda

Gizlilik Politikası

İletişim

Bizi Takip Edin

Beynelmilel Post © 2019. Tüm hakları saklıdır.

Download Premium WordPress Themes Free
Download WordPress Themes Free
Download Premium WordPress Themes Free
Download WordPress Themes Free
udemy course download free
download intex firmware
Download WordPress Themes
udemy paid course free download
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
  • Anasayfa
  • Temel Kavramlar
  • Uluslararası İlişkiler
  • Politika
  • Ekonomi
  • Hukuk
  • Teknoloji
  • Hakkımızda
  • Yazar Başvuru
  • İletişim

Copyright © 2019 Tüm hakları saklıdır. Beynelmilel Post

Hesabınıza aşağıdan giriş yapabilirsiniz

Şifrenizi unuttunuz mu?

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi giriniz

Giriş